Umre Yapmanın Faziletleri
Alışveriş sepetiniz boş!
Umre, her ibadette olduğu gibi
insanı Allah (Azze ve Celle)’a yakınlaştıran ve insanın Allah (c.c) katındaki
derecesini yükselten sayısız amellerden biridir. Umre ibadeti sadece Allah (c.c)
için ve O’nun rızasını kazanmak amacı ile yapılırsa insana sayısız hikmet ve
fazileti vardır. İnsan, her ibadette olduğu gibi umre ibadetinde de başkalarına
gösteriş yapma amacı taşımamalıdır. Zira gösteriş, ibadetinin manevi hazzını
ortadan kaldıracak ve ondan alınacak fazilet ve sevapları yok edebilecektir.
İhlaslı bir şekilde yerine getirilen umre, kişiyi kötülüklerden tövbe edip
hayatında yeni bir sayfa açmaya yönlendirir. Ayrıca burada belirtmek gerekir ki
en güzel ve en faziletli umre, Peygamberimiz (sav)’in yaptığı umredir.
Dolayısıyla umre yapacak kişiler de umre yaparken Peygamberimiz (sav)’i taklit
edip, O’nun yaptığı gibi umre yapmalıdır.
Manevi Faziletler
Umre yapan kişi unutmamalıdır ki
Allah (c.c) onu misafiri olarak kabul etmiştir. Dolayısı ile bu umre, ona
Allah’ın bir hediyesi, rahmeti ve kendisine verilen çok büyük imkandır. Bu
imkân içerisinde, bağışlanma, mağfiret olunma ve kişinin dünya ve ahireti için
birçok fayda vardır. Bu faydaları Peygamberimiz (sav) bize müjdelemiştir:
"Hac ve Umre yapanlar
Allah'ın misafirleridir. O'ndan bir şey isterlerse, onlara cevap verir. Af
isterlerse, onları affeder." (İbn
Mâce, Menâsik, 5).
Hadiste gördüğümüz üzere umre
yapan kişi bizzat Allah’ın misafiri olmuş ve Allah’ın affına mazhar olmuştur.
Allah kendileri için af ve mağfiret kapısını açmış ve ona bağışlanma imkânı
vermiştir. Bu hususta yine Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmaktadır:
"Umre, ikinci bir umreye
kadar olan günâhlara keffârettir. Mebrûr haccın karşılığı ise ancak
cennettir." (Nesaî, Hac, 3, Zekât,
49, İmân, 1; Dârimî, Menâsik, 7, Salât, 135 …)
Kişi umre ibadetini yerine
getirirken bu hadisleri her zaman aklında canlı tutmalı ve umresini zedeleyecek
davranışlardan uzak durmalıdır. İnsanlara karşı hoşgörülü ve saygılı olmalı,
kimseyi incitecek ve kıracak söz veya davranışta bulunmamalıdır. Unutmamalıdır
ki orada bulunan insanlar da kendisi gibi Allah (Azze ve Celle)’nin misafiri
konumundadır.
Normal zamanda yapılan umrenin
dışında bir de fazilet bakımından daha üstün, daha faydalı ve manevi hazzı daha
yüksek olan Ramazan umresi bulunmaktadır. Peygamberimiz Ramazan umresi hakkında
şöyle buyurmaktadır:
“Ramazan’da umre yapmak (ecir
yönünden) benimle hac yapmaya bedeldir!”
(Buhari
1745, Müslim 1256/221, Ebu Davud 1909 …)
Görüldüğü üzere Ramazan umresi o kadar
faziletli ve ecir yönünden o kadar büyük bir ibadettir ki Peygamberimiz (sav)
ile birlikte hac yapma derecesine kadar erişebilme imkanını içerisinde
barındırmaktadır.
Maddi Faziletler
Sadece Allah rızası için yapılan bir
umre kişiyi manevi yönden olgunlaştırması, geliştirmesi ve Allah katında olan
derecesini yükseltmesinin yanında kişiye maddi olarak da dünyasını değiştirecek
ve güzelleştirecek davranışlar kazandırır. Kişi umre esnasında birçok ülkeden, renkten,
ırktan ve dilden kardeşi ile aynı ortamda bulunur. Gerekirse tanışır, hasbihal
eder. Müslümanlar arasındaki kardeşlik bağlarının güçlenmesine vesile olur.
Aynı zamanda insanları birbirine düşman kılan ırkçılık ve bunun gibi kötü düşüncelerin
önüne geçilmesine yardımcı olur. İnsanlar arasında bu gibi kötü düşüncelerin
yayılmasını engeller. Bunun yanında kişi umre esnasında birçok insanla haşır
neşir olup kalabalık ortamların verdiği stres ve sıkıntı ile baş etmeyi ve
sabırlı kalabilmeyi öğrenir. Bütün bunlar Allah’ın kullarına umre vesilesi ile
sunduğu ikramlardan bazılarıdır.
Kısacası umre ibadeti saydığımız ve
bunların dışında sayamadığımız maddi ve manevi birçok fazileti ve ikramı
içerisinde içerisinde barındırır. Allah (Azze ve Celle) insanlar için,
insanların arınmasına vesile olması için bize umre ibadetini vermiştir.
Müslümanlar kendilerine ulaşan ve ulaşacak olan bu güzel nimetler için Allah (Azze
ve Celle)’ye şükretmeli ve bu şükrü daima kalplerinde diri tutmalıdırlar.
Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:
Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi, elbette Mekke’de, âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kâ’be’dir. (Ali İmran Suresi 96)
Kaynak : Umrehattı